GEZİNTİDE - AKDENİZ

Çok Gezenler Kulübü Akdeniz kıyılarında!

Roma’nın teras partileri, Paris’in dam üstü bahçeleri, Berlin’in nehir kenarındaki pazarları, Londra’nın bisiklet-kahveleri, Barselona’nın pizzacıdan girilen gece kulüpleri, Karadeniz’in ÅŸelalaleri, Kapadokya’nın peribacaları arasındaki vadileri, Datça Yarımadası’nın bükleri… son beÅŸ yılda 45’in üzerinde ÅŸehirde 60’tan fazla çok gezenle dolaÅŸtık, keÅŸfettik, mahallenin yerlisi, kültürün parçası olduk! BeÅŸinci yılımızı Dalaman’dan Olimpos’a uzanan Türkiye’nin en güzel koylarında kutluyoruz. Daha çok yeri görmek, İtalya’nın, Fransa’nın, Almanya’nın, İspanya’nın keÅŸfedilmemiÅŸ yerini bırakmamak dileÄŸiyle!

 

İLK DURAK: YONCA LODGEDalaman havalimanında uçaktan indiÄŸin anda kendini portakal kokuları ve domates seraları arasında buluyorsun. Tamam, doÄŸru yerdesin. Akdeniz burası.  Arabaya atlayıp kırk dakika yol yapman gerekiyor sadece Yonca Lodge’a varabilmek için. Denizin kenarında sessizlik, sükunet isteyenler için bir mini kasaba. Ayakların kumlara deÄŸerken tahta masalarda ekolojik çiftliklerden alınan meyve sebzelerle yapılmış yemekleri yiyorsun. Sabah kahvaltısında avokado bile var!

 

KABAK, KELEBEKLER, SOÄžUKSU! Bu üç koy arasından seçim yapmaya gerek yok. SoÄŸuksu’da sabahın ilk denizine giriyor, Kelebekler’de Barış Manço çalarken gün boyu dinleniyor, Kabak’ta da güneÅŸi batırıyorsun. Deniz her yerde aynı parıltıda. Kabak’tan yürürsen 40 dakika uzaklıkta ÅŸelale var. Sahilde kime sorsan gösterirler. Yüzerek de koyun solunda kalan maÄŸaraya ulaÅŸabiliyorsun. DerinliÄŸi 4 metre civarında. Kabak’ta vegan ve vejeteryenlerin kesinlikle kalmasını tavsiye edeceÄŸimiz aÄŸaç evlerin ismi The Shambala. Gün boyunca soya sütlü smoothie içip, rüzgarın sesini dinleyebilir, önündeki tabloyu izleyebilirsin. Ekim- Kasım aylarında gökyüzü turuncudan mora dönmekteymiÅŸ. Temmuz’dan itibaren de Nena Sahne'de Jehan Barbur, 123, Birsen Tezer gibi muhteÅŸem müzisyenler konser verecek. Sahne dediÄŸimize bakma, açıkhava anfisi, denize bakıyor. 

 

ÖLÜDENİZ AYAKLARININ ALTINDA: Sakın korkma! Ölüdeniz’de mutlaka yamaç paraÅŸütü yap. Sky Sports Paragliding Center'a uÄŸrayıp adını yazdırıyorsun. Hava ÅŸartları uygun olduÄŸu sürece her gün 10:00, 12:00, 14:00, 16:00'da uçuÅŸlar var. Minibüs gelip seni BabadaÄŸ'a çıkarıyor. 1700 metreden önce yürüyor, sonra adımlarını hızlandırıyor ve kendini sonunda gökyüzündeki koltuÄŸunda 1 saat süzülürken buluyorsun.

 

KAÅž ÖZERK CUMHURİYETİ:  Bir süredir etrafında duyuyor olmalısın: KaÅŸ çok güzel, KaÅŸ’a taşınıyoruz, KaÅŸ’ta güneÅŸin batışı bir harika dostum! 80’li yıllardan beri edebiyatçıların, müzisyenlerin, sanatçıların kasabası olarak bilinen KaÅŸ, hala ve daima çok güzel! Sadece kahve! Mi istedi canın? Just Coffee her gün 09:00 -00:00 arasında servise açık. İçerideki raflarında da Tezer Özlü, Oruç Aruoba gibi büyük edebiyatçıların kitapları duruyor... Meis 20 dakika… Hemen ÅŸu karşıdaki adayı görüyor musun? İşte orası Meis. İçinde bir pastane, birkaç restoran, rengarenk evler, mavi maÄŸaralar bulunan bir Yunan adası. Her sabah 10:00’da kalkan teknelere atlayıp gidiyorsun oraya. İstersen bir gece kalıp karşıdan bakabilirsin KaÅŸ kumsallarına. Derya Beach’te buluÅŸuruz… KaÅŸ merkezde denize girmek istediÄŸinde herkes sana aynı adresi verecek: Derya Beach. GiriÅŸ parası yok, kayalar üzerine atılmış bembeyaz ÅŸezlonglar Amalfi sahillerinde olduÄŸunu hissettiriyor sana. 17:00’den sonra da müzik baÅŸlıyor,  mutluluk tınısında. Mavinin her tonu Kekova’da… Mavi KaÅŸ tekneleri her gün seni KaÅŸ'tan alıp Üçağız'a arabayla götürüyor. Müziksiz tekneye biniyorsun ve muhteÅŸem tur baÅŸlıyor. Akvaryum, Burç, Tersane koylarının turkuaz denizinde yüzmek enfes ama en müthiÅŸ manzara içe kıvrılarak girdiÄŸin Salyangoz’da. Simena kalesi… Tekne Simena’ya yanaÅŸmaya baÅŸladığı anda zamanın içinde durmuÅŸ bir balıkçı kasabasında buluyorsun kendini. TaÅŸ merdivenlerden, kendi elleriyle yaptıkları oyaları, deniz kabuÄŸundan bilezikleri satan gülümseyen hanımlar arasından yukarı kaleye çıkıp, Kekova koyuna tepeden bakmak harika. Bize sorarsan Kale Pansiyon'da kalıp, Düriye abla'nın nefis yemeklerini tadabilir, onunla muhabbet edebilirsin! AkÅŸam oldu! O halde Gelos yemeÄŸe bekler. Sarı mercimekten yapılmış favaları, pancar turÅŸuları, zeytin tapenade, narlı cevizli salataları var. Sonrasında Deli Bakkal’a uÄŸrayıp, KaÅŸ ahalisiyle muhabbete dalıp, canlı müzik dinlemeye Eko’ya, dans etmeye ise Gagarin’e gitmelisin. LimanaÄŸzı’na bir iki! Yıldızlar gitti, sabahın ilk ışıkları ayın arkasından görünmeye baÅŸladı. O halde LimanaÄŸzı’na yola çıkalım beraber. KaÅŸ’ta gün doÄŸumuyla birlikte denize girmek adetten.

 

LİKYA YOLU'NDA BİR DURAK: GELİDONYA FENERİ: Ä°lk iÅŸ Akdeniz rotasına çıkmadan Kate Clow'un Likya Yolu kitabını alıyorsun. 509 km'lik Likya Yolu'nun bir kısmını yürümeye hazırsın. Biz zamanımız az olduÄŸu için Karaöz- Adrasan arasındaki çıkması 65 kata tekabül eden, Türkiye’nin en yüksek deniz feneri Gelidonya’yı tercih ettik. Gelidonya Burnu’nda MÖ 1200 yıllarından kalma bir de Fenike gemi batığı var. Batık yaklaşık 27 metre derinlikte ve yeri 1954 yılında belirlenmiÅŸ. 

 

SON DURAK OLİMPOS: Ä°lk soru, Olimpos’taki sayısız güzel aÄŸaç ev arasında hangisinde kalacağım? Bizim önerimiz en eski ve klasiklerden olan Kadir’in AÄŸaç Evleri. Gece Çıralı’ya yürüyerek ya da pansiyonlardan minibüslere denk gelerek çıkıyor, YanartaÅŸ’ın başında oturuyor, kestane piÅŸiriyorsun. Olimpos Antik kentinden geçerek vardığın, ortasından duru su akan deniz özellikle sabah saatlerinde nefis. AkÅŸamları da muhabbet Kaktüs ya da Orange’da!

 

#cgkakdeniz en iyi 8!

1. Adrasan’daki günlük tekneler 50 TL gibi bir ücret karşılığında seni Suluada’ya götürüyor. Heni fotoÄŸraflarda gördüÄŸün, kayalar arasında balıklarle birlikte yüzdüÄŸün maÄŸaralar var ya. İşte burası o. Tamam.

2. Adrasan’dan Olimpos’a giderken nehir kenarına çardaklar, hamaklar, salıncaklar arasında restoranlar yapmışlar. Burada ördekler, kediler, köpekler kocaman bir aile olarak karşılıyor seni. Paradise bizim favorimiz oldu. Nefis güveçler, fırından çıkmış incecik pideler yapmaktalar.

3. Sabah, öÄŸle farketmez buralarda patatesli, kıymalı, otlu gözleme yemek ÅŸart. Karaöz’deki bakkalın yanında, kimselerin keÅŸfetmediÄŸi bir koyda tadabilirsin.

4. İstanbul’dan kaçanlar KaÅŸ’ta bir de hostel yapmışlar. İsmi Sekiz. İskemleler üzerine diktikleri çiçeklerden giriÅŸini tanıyacaksın. İçerideki detaylar bir endüstri tasarımcısının elinden çıkmış. Çataldan bozma banyo askıları harika mesela.

5. Ölüdeniz'den Kayaköy'e trekking yapıp, akÅŸamüstü CinBal'ın sofrasına kurulmak, mangalın tadına bakmak gerek.

6. Bir akÅŸam da güneÅŸ batmadan Fethiye'ye yollanıp fesleÄŸenli levrek, sıcak ot, yengeç krep, denizci bohçası, soslu kum midye, balık pastırmayla Hilmi'de masayı donatmalısın.

7. Olimpos’tan daha da ileride, Sundance kamp alanı var. AÄŸaçtan ya da kerpiçten inÅŸa edilmiÅŸ aÄŸaç evler arasında ÅŸehir çok uzak bir anımsama.

8. Kendi tanımlarıyla DüÅŸler Akademisi “Engellilik ve süreÄŸen hastalıklar baÅŸta olmak üzere, gerekçesi ne olursa olsun toplumsal dışlanmayı yaÅŸayan tüm birey ve guruplara alternatif, yenilikçi ve sürdürülebilir yöntemlerle ücretsiz olarak eÄŸitim, üretim ve ortak yaÅŸam hizmetleri sunan bir Köy Akademisi. KaÅŸ’ta mutlaka ziyaret edilmeli.

BLOGGER

Hazal Yılmaz
  • Instagram
  • Twitter
  • Facebook
ÇGK
ANSİKLOPEDİ
KEÅžFET

#çokgezenlerkulübü
FOTOROMAN
KEÅžFET